NLP TEKNİKLERİ



Hiç olumlu bir duyguya uzun süre sahip olmayı dilediniz mi? Ya da hiç duyguları oldukları gibi ve istediğiniz zaman yeniden yaşamayı arzuladınız mı? Cevabınız evetse artık bunu yapabilirsiniz. Lütfen okumaya devam edin.

NLP’ de çapa, insanın sinir sisteminde başka bir temsili tetikleyen temsildir. Mesela Aşk kelimesi anında o kelimeyle bağlantılı görüntüleri, sesleri, vb. tetikleyecektir. Çikolata kelimesi ise başka ilişkilendirmeleri tetikleyecektir. Bunlardan hangisinin daha yoğun duygular yaratacağından pek emin değilim! Bu kelimeler çapadır ve çapalar kelime olmak zorunda değildir. Birçok şey olabilirler.

Çapaların her temsil sisteminde işe yaradığını biliyoruz (örn. görme, işitme, koklama, dokunma, tat). Birkaç örnek vermeme izin verin.

Ses tonuna ait: Bununla, mesela, bir kişinin isminizi özel bir şekilde söylemesinden bahsediyorum, bir arkadaşın veya aile üyesinin söylediği gibi. Evin derinliklerinden bağırarak isminizi söyleyen eşinizin sesinin sizin için ne anlama geldiğini düşünmeniz anlamanız için yeterli olacaktır sanırım... Veya evli değilseniz annenizin sesi...

Dokunsal: Belli bir el sıkışma şeklinin etkisi veya güven verici bir kucaklamayla sevgi dolu bir kucaklamanın karşılaştırılması. Bütün harika duyguları yeniden ateşler.

Görsel: İnsanların belirli davranışları, giyimleri, duruşları... göze hitap eden herşeyi bu anlamda çapa olarak kullanabilirsiniz...

Kokuya Bağlı: Belli bir yemek pişerken size gelen koku bir anda sizi öğrencilik zamanınıza götürebilir. Üniversitede okurken çıkan yarı pişmiş tavuk haşlamanın kokusu uzun yıllar tavuk yememi engellemişti örneğin.

Tada Bağlı: En sevdiğiniz yemeğin tadı veya belirli yemekleri yediğinizde önceden nasıl hissettiğinizi hatırlatabilir.

Şimdi Çapa tekniğini öğrenin

Öncelikle, çok keyifli, zevkli ve olumlu bir tecrübenizi düşünün. (Kendi gözlerinizden bakarak: yani olayı sanki şimdi yaşıyormuşçasına) o anda gördüklerinizi görün, duyduklarını duyun ve hissettiklerinizi hissedin. Duygu yoğunluğunuzun artmaya başladığını hissettiğinizde sol elinizin işaret ve başparmaklarını birkaç dakikalığına birleştirin ve sonra serbest bırakın. Şimdi “durumu kırın” (örn. dün öğlen ne yediğinizi hatırlayarak). Sonra tekrar başparmağınızı ve işaret parmağınızı sıkın. Takiben “durum” dönecektir.

Çapalamayı en iyi hale getirmek için gerçekten o anı yaşamak ve zihninizde canlandırmak çok önemlidir ve sonrasında ilk çapanızı birkaç defa kullandığınızda onu geri çağırmak da. Mahzun bir şekilde evdeyseniz bunun ne kadar güçlü olabileceğini düşünün. Çikolataya uzanmak yerine “iyi hisset” çapanızı kullanabilirsiniz. Egzersiz yapmak için motivasyona ihtiyacınız olduğunda sadece “coşku çapanızı” etkin hale getirin. Gerçekten basit ve etkili bir teknik.

Bu istediğiniz zaman istediğiniz durumlara ve kaynaklara ulaşmanızı sağlayan kolay fakat güçlü bir tekniktir. Baş ve işaret parmaklarının kullanımı bir dokunsal çapa örneğidir, fakat kendiniz veya başkası için çapa atarken herhangi bir temsili kullanabilirsiniz.

Bir tecrübeye güçlü bir çapa atmak için:

Çalışacağınız deneyimin güçlü bir örnek olduğundan emin olun
Olabildiğince çok temsil sistemini çapalayın
Deneyim tavan yapmadan hemen önce çapa atın
Çapayı etkin hale getirdiğinizde bunu doğru bir şekilde yapın
Dokunsal çapalarda deneyimi uzun süre yaşatmak için nabız atar gibi çapalayın

Zaten çapalama her dakika olan bir şey. Söylediğim gibi çapalama doğal olarak meydana gelen bir fenomendir. Her yaptığınız şeyde ona maruz kalırsınız. Herkes çoğu zaman farkına varmadan bunu her dakika yapıyor. Sizi yapmanız için davet ettiğimiz tek şey, sizin ve diğerlerinin attığı çapaların farkına varmanız ve bilinçli olarak bunları belli bir amaca yönelik kullanıp sonuç almanız. Bunları dikkatli kullanın.

Çapaları kendiniz ve diğerleri için olumlu duyguları yakalamak ve tekrar yaratmak için kullanabilirsiniz. Şimdi bu egzersizi de yapın...

Oldukça zevkli, olumlu veya keyifli bir deneyiminizi düşünün. Ne gördüğünüze bakın (kendi gözlerinizden) ve sonra ne duyduğunuzu işitip ne hissettiğinizi hissedin. Hissettiklerinizin yoğunluğunun arttığını fark ettiğinizde baş ve işaret parmaklarınızı birkaç dakikalığına sıkın ve sonra serbest bırakın. Şimdi “durumu bozun” (örn. dün hangi ayakkabıyı giydiğinizi düşünerek). Tekrar işaret ve başparmaklarınızı birleştirip sıkın, durum geri gelecektir.
Tanıdığınız birinin zaten yaptığı bir şeyi belirleyin ve onlara fark ettirmeden bir çapa yaratın. Çapayı o bir aktivite yaparken atın. Sonra NLP çapanızı ateşleyin ve ne olduğunu görün. Eğer çapaladığınız şeyi yaptılarsa o zaman işe yaradı!
Siz (veya o an sizinle olan biri) daha fazla olmasını istediğiniz bir şeyi hissetmek istiyorsanız onu çapalayın.

Her zamanki gibi bu anlatılanların çok güçlü olduğunu hatırlayın ve becerilerinizi ustaca kullanın. Aynı zamanda üzerinizde kullanıldığında farkına varmak için kendinize izin verin. Reklâmcılar, siyasiler ve komedyenler çapaların gücünü biliyorlar ve onları oldukça sık ve çok kurnazca kullanıyorlar. Bununla birlikte farkındalık anahtardır, iyi eğlenceler.



Celalettin UZUNER
http://www.insandan.com/
ZAMAN BOYUTU (HAYAT ÇİZGİSİ)


Hızlı yaşamanın ötesinde, hayatın bir anlamı olmalı. Gandhi
Zaman günlük dilimimizde belki de en çok kullandığımız kelimelerden birisidir. Ve ne gariptir ki zaman sözcüğü çoğunlukla tek bir boyutu göstermesine rağmen onu değişik anlamlar içinde bile kullanırız. Nedir zaman? Einstein'a göre zaman bir boyuttur ve biz bu boyutta akıp gidiyoruz. Aslında zaman akıp gitmiyor, hareket eden biziz ve bizler sürekli yol anlıyoruz. Einstein böyle diyor. Diğer filozofların da zamanı algılama biçimleri kendilerine özgüdür. Fakat kesin olan bir şey var ki, o da zamanın kendisi ve hepimizin zamanı değişik biçimlerde algıladığı.
Çoğu zaman şunu söyler ya da başkalarından duyarız: "Geri dönüp baktığında..." Ne zaman böyle başlayan bir cümleyi cümleyi kullansak, arkamızı dönüp baktığımızda görebileceğimiz şey orada ki duvar ya da bir boşluktan başka bir şey değildir. Düşünsel olarak biz "geri dönüp bakarsak" cümlesini değişik ve mecazi olarak algılarız ve bunu neden mecazi olarak algıladığımızın da bilinçli bir açıklaması yoktur.
Dil, düşünce sisteminde önemli bir yer tutar ve düşüncenin yapısını oluşturur. O yapıyı anlamak ve istenilen düşünce sistemlerini oluşturabilmek için dilin yapısını ve onun beynimizde nasıl kullanıldığının bilinmesi gerekmektedir.
Aynı şekilde geleceği parlak çocuk derken, o çocuğun gelecekte yaptıklarından dolayı başarılı olacağını, yaşam sürecinde iyi işler yapacağını kendimize göre algılarız ve tahminlerde bulunuruz. Gerçekten öyle olacak mı, bunu bilmiyoruz. Her şeyin normal gideceğini düşünerek bu tür çıkarımlar yapıyoruz.
"Geçmişte kaldı", "gelecekten umutsuz", "sonra", "önce", "şimdi", "uzak", "yakın", "ilerde" gibi zaman bildiren söz ve sözcükler yine düşünce sisteminde önemli yer tutmaktadır.
Geçmişi, şimdiyi ve geleceği birbirinden nasıl ayırdığınızı hiç düşündünüz mü? Düşünmediyseniz hemen düşünün. 3 yıl önce neler yapmıştınız? Hatırlamaya çalışın. Dün ve geçmiş sizin için neler çağrıştırıyor?
Geçmişte neler olduğunu ve bunun geçmiş olduğunu nereden ve nasıl biliyorsunuz? Örneğin geçmişte 2 hafta, 1 ay ya da 3 yıl önce olan şeyleri nasıl hatırlıyorsunuz? Bunlara ait ipuçları nelerdir?
Geçmişe yine dönerseniz bu geçmişi zaman çizginizde nereye koyarsınız? Geçmişiniz nerede, arkanızda mı, önünüzde mi, sağınızda mı, yoksa solunuzda mı yoksa daire şeklinde mi? Şimdi geçmişten bugüne ve geleceğe bakmanızı istesem hangi yöne doğru dönersiniz? Sağa, sola, yukarı, aşağı, çapraza; hangi yöne?
Geçmişe ve şimdiye uğrayan ve sonra geleceğe giden uzantıya zaman çizgisi denmektedir ve herkesin bir zaman çizgisi vardır.
Zaman çizgisini bilmenin davranışların kökenini anlamak ve terapi açısından NLP'de önemli bir yeri vardır. Kişiler zaman çizgisini genelde iki yönlü algılamaktadırlar. İnsanlar zaman çizgisini oluştururken, yani geçmiş, şimdi ve geleceği belirlerken iki yöntem kullanırlar. Birincisi zaman çizgisinin içindedirler; yani geçmiş arkada, bulundukları yer şimdiyi ve önleri geleceği oluşturmaktadır. Diğeri ise "zamanla birliktedirler. Burada zaman bireylerin önündedir. Geçmiş çoğunlukla sol tarafta, şimdi hemen önlerinde, gelecekte de sağ taraflarında uzayıp gitmektedir.
geçmiş
şimdi
gelecek
(zamanla birlikte) gelecek
şimdi
geçmiş (Zaman içinde)
Zamanı oluştururken gelecek şimdi ve geçmişe bakarsak her zaman diliminin kendine özgü alt sistemleri olduğunu görürüz ve zihnimiz bunu değişikliği anlamak için yapmaktadır. Zaman dilimleri genellikle bir zaman boyutuna, büyüklük, netlik, parlaklık, hareketlilik, şeffaflık, ilgililik ve ilgisizlik durumlarına ihtiyaç duyarlar. Eğer zaman çizgisi olmasaydı düşüncelerinizin nasıl değiştiğini, geçmişi geleceği, onları nasıl yapılandırdığınızı, isteklerinizi nasıl bitirdiğinizi? Neler yapacağınızı nasıl organize ederdiniz?
Zamanın içinde olan bireyleri genellikle gelecek ilgilendirir. Geçmişleri arkada kalmıştır ve onlar için geçmişin fazla önemi yoktur artık. Geçmişe arkalarını dönmüşlerdir. Zamanları kullanma konusunda çok cömerttirler. Onlarda hep yarın ve yine fırsatlar vardır. Kaybettikleri fırsatlar çok da önemli değildir. Hatta dilimize de girmiş olan "yarın ola hayrola" "bugün git yarın gel," "inşallah yarın," "inşallah gelecekte," "belki bir gün," gibi ifadeler zamanın içinde olan bireylerin düşünce ve eylem biçimleridir. Zamanın içinde olan kişiler genellikle şu anı yaşarlar. Önemli olan bugündür, yarın belirsizdir. Randevulara pek sadık kalınmaz, kazara ajandalarını açıp bir ay sonrasına baktıklarında bir ayın ne kadar uzakta olduğu ve yapılacak şeylerin çokluğu onları şaşırtmaya yetmektedir. Bu tür düşünce genellikle Araplarda ve Ortadoğuda; Avrupanın dışındaki ülkelerde hakimiyet kazanmakta ve geçerliliğini korumaktadır.
Zamanla birlikte hareket etmek ise daha çok Avrupalı düşünce tarzıdır. Bu tür kişiler randevularına sadıktırlar. Her işlerinin zamanını ona göre ayarlarlar ve zamana sadık kalırlar. Zaman onlar için paradır, yaptıkları herşeyde zamanı bir değişken olarak alırlar. Örneğin arkadaşınız olan bir doktora danışmak pek ücret ödemeyi gerektirmezken (zamanın içinde insan) Avrupa ve ABD'de arkadaşınız da olsa iş yapmış sayılırsınız ve paranızın ödenmesi gerekir. Orada iş iştir. Kimse de fark etmez. Bizim ülkemizde ise her zaman bu kural geçerli değildir. Genelde bu insanların geçmişi sol taraflarında gelecekleri de sağ taraflarındadır. Zaman önlerinde bir çizgi olarak akıp gitmektedir. Onlar geçmişi, şimdiyi ve geleceği önlerinde tüm çıplaklığıyla görebilirler. Ya da görmek isterler. Belirsizlik onları rahatsız eder açık ve seçik olmak ilkelerindendir. Son derece iyi planlayıcıdırlar. Zaman yönetimlerine ve zaman kullanma biçimlerine çok dikkat ederler.
Zaman çizgisinin özellikle çok değişik uygulamaları vardır. Eğer insanların konuşmalarına dikkat ederseniz, her haberleşmeden sonra ilk iş ne kadar meşgul olduklarını, dinlenmeye, eğlenmeye ve hatta kendileri ve aileleri için hiç zamanları olmadığından şikayet ederler. Hayatları hep "koşturmak" üzere konuşlandırılmıştır. Hatta ne yaptıklarını sorduklarınızda hep "Eh işte koşturuyoruz." derler. Çoğu zaman ben "kaç yakaladınız" diye sorarım. Samimiysek bir an yüzüme kuşkuyla bakıp birkaç saniye ne demek istediğimi düşünürler. Sonra kısa ve anlamlı bir gülüşle konuşma noktalanır. Bu soru onların düşünsel kalıplarını kırar.
Çoğunlukla ben bu düşünce kalıplarını bozmak için bu tür sözcükler kullanırım, insanlar bir an hipnozdan uyanır gibi uyanırlar. Danışmanlık ve eğitim şirketlerinin en çok satan ürünlerinden biri olan zaman yönetimi, çoğunlukla zamanla birlikte hareket eden batılı düşünce tarzının bir öğretisinden başkası değildir, ve çoğunlukla da insanlar iyi ve yararlı olduklarını düşünürler, fakat uygulama oranı çok alt düzeylerdedir. Eğer bu insanlar batı kültürü almamışlar ya da yurt dışında belirli bir süre kalmamışlarsa, yani zamanla birlikte hareket etmeyen insanlarsa, bu onlar için için pek uygun bir zaman yönetimi öğretisi olmayacaktır. Gerçekte toplumumuzun büyük bir çoğunluğu da zamanın içinde hareket etmemektedir.
Tenis hocası arkadaşlarımın birisi uzun bir süre Libya'da bulunmuştu. Bize Libya'yı anlatırken insanların ne kadar rahat olduğunu, hatta arabalarıyla kaza yaptıklarında bile eğer kimse yaralanmadıysa kazayı önemsemeyip, her şeyi basitleştirdiklerini ve her iki kelimelerinden birisinin "inşallah" veya "maşallah" olduğunu, yarınla ilgili asla kesin beklenti ve davranışla hareket etmediklerini anlatmıştı. Yine Avrupa'da tenis kariyerine devam eden, ülkemizin başarılı ve önde gelen Tenis antrenörlerinden arkadaşım Ali Göreç ise son derece planlama, organizasyon yetenekleri gelişmiş, detayları düşünen, titiz ve olayların kontrolünü eline almak isteyen karizmatik bir yapıya sahiptir. Dolayısıyla zaman yönetimi kurslarında yapılması gerekenlerin ilki insanların zamanı zihinlerinde nasıl organize ettiklerini bulmak ve daha sonra bu alanda eğitime gitmektir. Aksi taktirde yapılan çalışmalar fazla etkili olmayacaktır.
NLP zaman çizgi tekniği, özellikle geçmişte büyük sorunlar yaşamış insanların yanı sıra, gelecek korkuları olan, gelecekten kuşkular duyan bireylerin terapilerinde, etkin zaman yönetimi, yaratıcılık ve iyi bir gelecek yaratma çalışmalarında son derece etkili olmaktadır. Aşağıda zamanın içinde olmakla, zamanla birlikte hareket etmenin bazı ipuçları verilmektedir.
Daha fazla etkili olmak ve kişisel değişim sergileyebilmek için önce kendi zaman çizginizi bulun ve başkalarının zaman çizgisine saygı gösterin. Unutmamak gerekir ki, her insan kendisi için doğru bildiğini yapar ve yaptığı bu davranışın altında kendince olumlu nedenleri vardır.
DERLEYEN... (EDİTÖR)
İletişim:bilgi@sayginnlp.com
Mutluluğu Çapalama

Altı Şapkalı Düşünme Tekniği


Edward de Bono'nun Altı Şapkalı Düşünme Tekniği'nin temelinde, düşüncelerimizi altı farklı bakışı simgeleyen farklı renklerdeki şapkaları takarak ortaya koymak ve yaratıcılığımızı geliştirmek yatıyor. Bono bu şapkaları ve işlevleri şöyle özetliyor:
Beyaz Şapka
Beyaz tarafsız ve objektifdir.Bu şapka objektif olgular ve rakamlarla ilgilidir. Erişebildiğimiz bilgileri değerlendirmeyi, gereksinim duyduğumuz bilgileri ortaya koymayı ve konuyla ilgili sorularımızı yöneltmeyi bu bakış açısı sayesinde gerçekleştirebiliriz.
Beyaz şapkayı giyince şunlara benzer sorular sorarız :
• Elimizde ne gibi bilgiler var?
• Daha hangi bilgiler gerekiyor?
• Eksik bilgiler nelerdir?
• Gerekli bilgileri nasıl elde ederiz?
• Ne tür sorular sormalıyız?
Beyaz şapka, dikkatimizi elde olan bilgiler ve eksik bilgiler üzerinde toplamak için kullanılır.Beyaz şapkaca düşünmesinin amacı pratik olmaktır.Bu yüzden her türlü bilgiyi ortaya koymalıyız.Önemli olan bilgilerin kesinlik derecesini doğru bir biçimde belirtmektir.
Kırmızı Şapka
Kırmızı öfke tutku ve duyguyu çağrıştırır. Duygusal bir bakış açısı verir. Kırmızı, ateşi ve sıcaklığı çağrıştırır. Bir şeyden niçin hoşlandığınızı ya da hoşlanmadığınızı bilemeyebilirsiniz. Oysa kırmızı şapkayı kullandığınızda, hiçbir açıklama yapmaksızın duygularınızı ve sezgilerinizi söyleme fırsatını elde edersiniz. Doğal olarak sizin de duygularınız var ve kırmızı şapka tüm duygularınızı açıklamanıza olanak verir.
Genel olarak zihnimizin arka planında korku, öfke,nefret,şüphe,kıskançlık ya da sevgi gibi güçlü duygular yer alabilir .Bu duygusal arka plan algılama biçimimizi sınırlar ve yönlendirir. Kırmızı şapka düşünmesinin amacı,bu arka planı görünür kılmak ve sonradan ortaya çıkan etkisinin gözlemlemesini sağlamaktır.
Kırmızı şapka takmak düşünüre ”Konu hakkında duygularım bunlardır”deme olanağı sağlar. Duyguları düşünmenin önemli bir parçası olarak meşrulaştırır. Duyguları görünür kılar,böylece duygular düşünme haritasının veya harita üzerinde rotayı çizen değer sisteminin de bir parçası olurlar.
Siyah Şapka
Siyah karamsar ve olumsuzdur,kötümserdir.Bir şeyin niçin yapılmayacağını görür. Bir bakıma, şapkaların en yararlı olanıdır. En sık kullanılan şapka, kesinlikle siyah şapkadır. Siyah renk bize yargıcın cüppesini anımsatır. Siyah şapka tehlikelere dikkat çeker. Bu şapka zararlı şeyler yapmamıza engel olur. Riskleri ve bir şeyin neden işe yaramayabileceğini gösterir. Siyah şapka olmazsa, başımız sürekli derde girer. Bununla birlikte, siyah şapkanın gereğinden fazla kullanılması da tehlikeli olabilir.
Bu şapka eleştirme şapkasıdır.Ancak bir tartışmada taraf tutmak anlamına gelmediğini özellikle belirtmek isterim.Herhangi bir taraf tutma ve herhangi bir tartışma söz konusu değildir.Olumsuz durumların ortaya çıkmaması için yapılan objektif bir girişimdir.Düşünme ve yöntemindeki hatalara işaret edebilir.
Sarı Şapka
Sarı güneş gibi aydınlık ve olumludur.İyimser umutlu ve olumlu düşünme ile ilgilidir. Sarı şapkayı önümüze koyup düşünmekle, yapılan bir önerinin değerini ve yararını saptamak için hemen çaba göstermeye başlamış oluruz.
"Bunun iyi yönü ne?" deriz.
Ortaya atılan görüşü beğenmesek bile sarı şapka bizden, bu önerinin iyi yönlerini de bulmamızı ister.
• Bunun ne gibi yararları var?
• Bundan kim yararlanacak?
• Bu yararlar nasıl ortaya çıkabilir?
• Değişik değerler nelerdir?"
Sarı şapka düşünmesi değerli ve yararlı olan şeyleri arar ve araştırır.Daha sonra bu değerli ve yararlı şeyler için mantıklı destekler sağlamaya çalışır. Sağlam temellere dayanan bir iyimserliği ortaya koymaya çalışır. Bu düşünme, yapıcı ve üreticidir. Somut teklifler ve öneriler çıkar.
Yeşil Şapka
Yeşil bereket ve verimli büyüme demektir.Yaratıcılık ve yeni fikirlerle ilgilidir. Yeşil renk, büyümenin, enerjinin ve yaşamın simgesi olan bitkileri çağrıştırır. Yeşil şapka enerji şapkasıdır. Yeşil şapkayla düşündüğünüz zaman, öneriler ileri sürer, yeni görüş ve seçenekler ortaya koyabilirsiniz. Yine bu şapkayla, ortaya atılan bir görüşe ilişkin değişiklikler önerebilirsiniz.
Yeşil şapka size çeşitli olabilirlikler yakalama fırsatı verir. Yeşil şapkayı kullanan herkes yaratıcı olmaya çaba gösterir. Yeşil şapka takmak insanları otomatik olarak daha yaratıcı hale getirmez. Ancak bu şapka düşünürlere daha yaratıcı olmaları için gerekli zamanı ve dikkati sağlayabilir.
Yaratıcı duraksamayla düşünür. Bir an için duraksayarak bulunduğu noktada alternatif fikirlerin olup olmayacağını araştırır. Düşünür bu fikirden ileri doğru hareket ederek yeni bir fikre ulaşır. Kışkırtma yeşil şapka düşünmesinin önemli bir unsurudur. Kışkırtma olağan düşünme kalıplarının dışına çıkmamız için kullanılır.
Mavi Şapka
Mavi serinkanlılığı temsil eder ve her şeyin üstündeki göğün rengidir. Düşünme sürecinin düzenlenmesi ve kontrolü ile uğraşır. Mavi şapka doğrudan doğruya düşünce sürecinin kendisine bakmak içindir :
• Bundan sonra ne yapmalıyız?
• Şu ana değin neler başardık?"
Mavi şapkayı ne düşüneceğimizi açıklamak ve bu düşüncenin sonunda neyi elde etmek istediğimize karar vermek için tartışmaya başlarken kullanırız.
Mavi şapka, kullanacağımız şapkaları sıraya koymak ve sonuçta elde ettiklerimizi özetlemekte de kullanılabilir.
Mavi şapka düşünme sürecini gözler ve oyunun kurallarına dikkat edilmesini sağlar. Tartışmayı durdurur ve disiplini sağlar.
Altı Şapkalı Düşünme Tekniğinin Avantajları :
1. Bir konu üzerinde daldan dala atlanarak belirtilen görüşler bir sisteme konulmuş olur.
2. Zaman kaybı önlenir.
3. Bir karara varma ve sonuçların ortaya çıkması kolaylaşır.
Altı Şapkalı Düşünme Tekniğinin Amaçları :
Altı şapkalı düşünme kavramının iki ana amacı vardır.
1. Düşünürün her seferinde sadece bir şeyle uğraşmasını sağlayarak düşünme faaliyetini
sadeleştirmektir.Altı şapkalı düşünme tekniği ile düşünür duyguların, mantığın, bilginin ,umut ve yaratıcılığın hepsine aynı anda dikkat etmek yerine onlarla ayrı ayrı ilgilenebilme olanağı sağlar.
2. Gerekli düşünme biçimlerine istenildiği anda geçiş yapmayı sağlamaktır. Düşünme
şapkalarının bir tür kısaltılmış talimatlar olduğu söylenebilir. Altı şapka kavramından en fazla yararın sağlanabilmesi için herkesin oyunun kuralları hakkında bilgi sahibi olması gerektiği açıkça ortadadır. Altı şapkalı kavram, ancak insanlar arasında bir tür ortak dil haline geldiğinde verimli olacaktır.
Altı Şapkalı Düşünme Tekniğinin Bize Getirdiği Yenilikler :
Düşünen takımların, düşünce sistemlerini altı değişik renkteki şapka altında toplayarak, takım düşünmesini daha olumlu bir şekilde oluşturulması ve yönlendirilmesi.
Sonuç Olarak ;
Düşünmenin en büyük düşmanı karmaşıklıktır, zira karmaşıklık karışıklığa yol açar. Berrak ve sade olduğunda düşünme daha zevkli ve daha etkili bir hale gelir.