11 Ocak 2012 Çarşamba



9 Ocak 2012 Pazartesi

Şimdilik

Köyün birinde yaşlı bir adam vardır. Çok fakirdir ama Kralın dâhi kıskandığı bir ata sahiptir. Kral, bu atı almak için çok yüksek fiyat verir, ihtiyar bir türlü satmaya yanaşmaz. Aracı olanlara:
 
-    Bu at, benim yanımda bir at değil; bir dost, insan dostunu satar mı? dermiş.
 
 
Bir sabah kalkmışlar ki at yok. Köylü ihtiyarın başına toplanır:
 
 
-    Seni ihtiyar, bunak... İşte bak, atın kayboldu. O kadar parayı kaçırdın.
 
 
Kral'a satsaydın, şimdi rahat yaşardın. Şu anda atın da yok paran da, derler. İhtiyar:
 
 
-    Karar vermek için, çok acele ediyorsunuz. Şu anda sadece 'Atın kayboldu.' deyin. Çünkü sadece gerçek bu. Ötesi sadece sizin yorumunuz. Atımın kaybolması bir talihsizlik mi yoksa şans mı henüz bilemiyoruz?
Köylüler ihtiyara kahkahalarla gülerler. Aradan bir hafta geçmeden bir gece at ansızın döner. Meğer çalınmamış kendi kendine büyük vadiye kaçmış. Gelirken de vadiden 13 tane yılkı atı (Vahşi, evcilleşmemiş at.) peşine takmış getirmiş. Bunu gören köylüler, toplanıp özür dilerler.
 
 
-    Sen haklıymışsın