17 Aralık 2012 Pazartesi
25 Kasım 2012 Pazar
23 Ekim 2012 Salı
10 Ağustos 2012 Cuma
GÖRÜNEN VE GERÇEKLER...
Genç kadının biri ilkokul öğretmeni olarak staja başlar, çok
heveslidir. Bir gün teneffüs sırasında bütün çocuklar futbol oynarken
bir çocuğun oyun alanının sonunda kenarda durduğunu görür.
Çocuğun iyi olup olmadığını öğrenmek üzere yanına yaklaşır
Adam üzülerek, bilgisayarının, ve dolayısı ile e-mail adresinin olmadığını söyler. Görevli ona;
“Bak dostum bu zamanda e-mail adresi olmayan biri Microsoft için yok
demektir. Senin e-mail adresin yok. Dolayısıyla sen bizim için yoksun.
Üzgünüm” der.
21 Mayıs 2012 Pazartesi
FARKLI AÇIDAN BAKMAK
Anadolu Ajansı’nın yeni “Fotoğraf Editörü” olan Gürsel Eser, fotoğrafı nasıl çektiğini anlattı:
"Değişik bir açıdan çekmek için çaba sarf ediyordum, birden ayakkabının altındaki delikleri gördüm. Birkaç kare çektim. Diğer foto muhabirleri fark etmesinler diye hemen açı değiştirdim”.
Kıssadan hisse: Siz siz olun mutlaka farklı bir açıdan bakmayı deneyin.
"Değişik bir açıdan çekmek için çaba sarf ediyordum, birden ayakkabının altındaki delikleri gördüm. Birkaç kare çektim. Diğer foto muhabirleri fark etmesinler diye hemen açı değiştirdim”.
Kıssadan hisse: Siz siz olun mutlaka farklı bir açıdan bakmayı deneyin.
A.Hakan
26 Nisan 2012 Perşembe
HİÇ BİR ŞEY GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ DEĞİLDİR.
19 Mart 2012 Pazartesi
13 Mart 2012 Salı
ŞANSLI MI ? ŞANSSIZ MI?
Günümüzden tam 50 yıl önce, 1962 yılında Frane Selak adlı Hırvat müzik öğretmeni, Saraybosna'dan Dubrovnik'e giden trende, tüm dünyanın kendisini tanıyacağından habersiz yolculuk ediyordu.
Selak'ı taşıyan tren raydan çıktı ve donmuş nehre devrildi. Kazada 17 yolcu hayatını kaybederken Selak kıyıya kadar yüzüp kurtuldu.Selak kazayı sadece kırık bir kol ve çiziklerle atlattığı için çok mutluydu.
Bir yıl sonra, Selak uçakla Zagreb'den Rijeka'ya yolculuk ediyordu. Bir anda uçağın kapısı açıldı ve insanlar dışarı çekildi.
16 Şubat 2012 Perşembe
1 Şubat 2012 Çarşamba
ölüm döşeğindeki hastaların en büyük pişmanlıkları
Avustralyalı hemşire Bronnie Ware ölüm döşeğindeki hastaların en büyük pişmanlıklarını bir araya getirdi.
|
Hayatlarının son 3-12 haftasında yanlarında olan Avustralyalı hemşire Bronnie Ware hastalarının en yaygın 5 pişmanlıklarını yazdığı kitap için tespit etti. İnsanların ölümle yüzyüze geldiklerinde şaşırtıcı biçimde büyüdüklerini belirten Ware'in tespitleri ise şöyle:
11 Ocak 2012 Çarşamba
9 Ocak 2012 Pazartesi
Şimdilik
Köyün birinde yaşlı bir adam vardır. Çok fakirdir ama Kralın dâhi kıskandığı bir ata sahiptir. Kral, bu atı almak için çok yüksek fiyat verir, ihtiyar bir türlü satmaya yanaşmaz. Aracı olanlara:
- Bu at, benim yanımda bir at değil; bir dost, insan dostunu satar mı? dermiş.
Bir sabah kalkmışlar ki at yok. Köylü ihtiyarın başına toplanır:
- Seni ihtiyar, bunak... İşte bak, atın kayboldu. O kadar parayı kaçırdın.
Kral'a satsaydın, şimdi rahat yaşardın. Şu anda atın da yok paran da, derler. İhtiyar:
- Karar vermek için, çok acele ediyorsunuz. Şu anda sadece 'Atın kayboldu.' deyin. Çünkü sadece gerçek bu. Ötesi sadece sizin yorumunuz. Atımın kaybolması bir talihsizlik mi yoksa şans mı henüz bilemiyoruz?
Köylüler ihtiyara kahkahalarla gülerler. Aradan bir hafta geçmeden bir gece at ansızın döner. Meğer çalınmamış kendi kendine büyük vadiye kaçmış. Gelirken de vadiden 13 tane yılkı atı (Vahşi, evcilleşmemiş at.) peşine takmış getirmiş. Bunu gören köylüler, toplanıp özür dilerler.
Köylüler ihtiyara kahkahalarla gülerler. Aradan bir hafta geçmeden bir gece at ansızın döner. Meğer çalınmamış kendi kendine büyük vadiye kaçmış. Gelirken de vadiden 13 tane yılkı atı (Vahşi, evcilleşmemiş at.) peşine takmış getirmiş. Bunu gören köylüler, toplanıp özür dilerler.
- Sen haklıymışsın
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)