66. |
KEHF SURESİ'NDEN MÜKEMMEL BİR KİŞİSEL GELİŞİM DERSİ.......
Mûsâ ona, "Sana öğretilen bilgilerden bana, doğruya iletici bir bilgi öğretmen için sana tabi olayım mı?" dedi.
|
|
|
67. |
Adam şöyle dedi: "Doğrusu sen benimle beraberliğe asla sabredemezsin."
|
|
|
68. |
"İç yüzünü kavrayamadığın bir şeye nasıl sabredebilirsin?"
|
|
|
69. |
Mûsâ, "İnşaallah beni sabırlı bulacaksın. Hiçbir işte de sana karşı gelmeyeceğim" dedi.
|
|
|
70. |
O da şöyle dedi: "O halde eğer bana tabi olacaksan, ben sana söylemedikçe hiçbir şey hakkında bana soru sormayacaksın."
|
|
|
71. |
Derken yola koyuldular. Nihayet, bir gemiye bindiklerinde (adam)
gemiyi deldi. Mûsâ, "Sen onu içindekileri boğmak için mi deldin?
Doğrusu, şaşılacak bir iş yaptın." dedi.
|
|
|
72. |
Adam, "Sen benimle beraberliğe asla sabredemezsin, demedim mi?" dedi.
|
|
|
73. |
Mûsâ, "Unuttuğum için bana çıkışma ve bu işimde bana güçlük çıkarma!" dedi.
|
|
|
74. |
Yine yola koyuldular. Nihayet bir erkek çocukla karşılaştıklarında
adam (hemen) onu öldürdü. Mûsâ, "Bir cana karşılık olmaksızın suçsuz
birini mi öldürdün? Andolsun çok kötü bir iş yaptın!" dedi.
|
|
|
75. |
Adam, "Sana, benimle beraberliğe asla sabredemezsin demedim mi?" dedi.
|
|
|
76. |
Mûsâ, "Eğer bundan sonra sana bir şey hakkında soru sorarsam, artık
benimle arkadaşlık etme. Doğrusu, tarafımdan (dilenecek son) özre
ulaştın (bu son özür dileyişim)" dedi.
|
|
|
77. |
Yine yola koyuldular. Nihayet bir şehir halkına varıp onlardan yiyecek
istediler. Halk onları konuk etmek istemedi. Derken orada yıkılmaya yüz
tutmuş bir duvar gördüler. Adam hemen o duvarı doğrulttu. Mûsâ,
"İsteseydin bu iş için bir ücret alırdın" dedi.
|
|
|
78. |
Adam, "İşte bu birbirimizden ayrılmamız demektir" dedi. "Şimdi sana sabredemediğin şeylerin içyüzünü anlatacağım."
|
|
|
79. |
"O gemi, denizde çalışan bir takım yoksul kimselere ait idi. Onu
yaralamak istedim, çünkü onların ilerisinde, her gemiyi zorla ele
geçiren bir kral vardı."
|
|
|
80. |
"Çocuğa gelince, anası babası mü'min insanlardı. Onları azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk."
|
|
|
81. |
"Böylece, Rablerinin onlara, bu çocuğun yerine daha hayırlı ve daha merhametli bir çocuk vermesini diledik."
|
|
|
82. |
"Duvar ise şehirdeki iki yetim çocuğa ait idi. Altında onlara ait bir
define vardı. Babaları da iyi bir insandı. Rabbin, onların olgunluk
çağına ulaşmalarını ve Rabbinden bir rahmet olarak definelerini
çıkarmalarını istedi. Bunları ben kendi görüşüme göre yapmadım. İşte
senin, sabredemediğin şeylerin içyüzü budur."
|
isa misali fevkalde ancak neden,mohamedi degil kur,an ve hadis-degil akıl mantık fırenk,cemi şimdi diyeceksinki ilim cinde olsa git onu al bilim,de ilimde kurani yani muhamedi..
YanıtlaSil